30 Temmuz 2012 Pazartesi

hayalet


en çok yağmur yağarken ıslanır hayaller
herkes kaçarken bir kuytuya
onlar çıkarlar köşelerinden
büyük bir açlıkla beslenir ve
yeni dostlar edinirler.

 anlamak gerek aslında kurağı
o renksiz hayatını, rüzgarlı senfonisini
ışıltısız geçen günlerinin sorumlusunu bulamayacak
bu uçsuz bucaksız sahra onun evi
ötesini hayal edemeyeceği bir yaratılış
hayaletin tanımı işte bunda gizli.

4 Mart 2012 Pazar

korsan



geçmişe bakımda her şey değişmiş
bir umut kalmış doğurgan
o da denize dalıp nefes hakkımızı tüketene kadar.
batabildiğimiz kadar hayal
ve batırabildiğimiz kadar insan.
korsanı olduğum bir hayatım
çalabildiğim kadar mutluluğum.
galiba hiçbir şeye sahip değilim
olsa olsa biraz umuda.

29 Şubat 2012 Çarşamba

O



en parlak geceden kalan,
karanlık bir kehanet,
bir aldanış.
o şimdi çıplak, gözle görülür
görülmeyen dünyası şimdi hür
onun hakkında söylenen her şey 
-hey perdeler açık, kafanı uzat, bak. 
artık korku yok, sır yok

Gece Mavisi



en çok seni seviyorum gece mavisi
o hayalperest tadını,
bana gösterdiğin yıldızlarının bende bıraktığı gözyaşları.
onlar kışın sadece bana kar olur yağarlar ve
bana geçmişimi anlatırlar,
geleceğimi üşütür taneleri
ve bana yol gösterir gibi yaparlar,
ama hep dönerim yerimde,
yıldızların her yerde
gözlerim kamaşmış
ağzıma kamış tadı çalınmış.
her defasında beni ele geçiriyorsun gece mavisi
sanki mutlu olacakmışım gibi.

25 Şubat 2012 Cumartesi

Körlük



sırf göstermek için gördüm dünyayı.
kiraladığım gözlerime badana çalsın diye zebaniler,
satılığa çıkardım iyi olanını. 
kötüyü istemediler, 
ihtiyaçları da yoktu zaten. 
sonra bir  tümör gibi yayıldı bedenime.
kalelerim yıkıldı, havam bulandı.
insanlığım tam bir insan gibi yenildi, aptalca.

18 Şubat 2012 Cumartesi

Siyah



bir savaş düşünün taraflar aynı renk giymiş, siyah.
ve gece. her gün, her sabah.
her darbe kendime ve düşmanıma 
gözlerimiz aynı ve aldığımız nefes
ama kalplerimiz farklı, birimiz siyah, diğerimiz siyah.

8 Şubat 2012 Çarşamba

Yapabilmeliyim



Belki de bir bukalemun olmalı ve kamufle olarak, dünyanın bana kör olmasını zevkle izlemeliyim.

30 Ocak 2012 Pazartesi

Ağır



mevsimsel yalnızlıkları vardır ruhumun
damarları vardır başka şehirlerde
hep bir otobüs biletine bakarken bulurum kendimi
mevsim normallerin üzerinde.

anılar sırtımdaki çantada benimle yolcu
ama hafif, çok hafif.
yalnızlık çok ağır

ve tabi sessizlik
susturamadıgım memleketimin yüzünde gördügüm yüz
hayır ona ait değil
ne söylediğim söz ne de kulaklarımdaki ses

anılar hafif be kardeş, anılar çok hafif
çantalar boş, yollar taş, yalnızlık ağır
eski bir türküye ihtiyacın olduğu an
aslında aradığın kardeş
ve görüp göreceğin şu dünyada
gözünün görmediği değil

4 Ocak 2012 Çarşamba

Kütahya



soğuk, çok soğuk
kapayın kapıları, içeri girebilirler
yerleri buz yaparlar
kayıp düşeriz boşluğu
incinir sıcağımız, üşürüz
üşürüz, üşürüz, üşürüz
belki de bu şehirde yaptığımız tek şey bu
ve tek düşmanımız


küfür etmek istersin ve ağzını açarsın o şehre
diş konuşur, soğuk konuşur


peki ya onlar ne yapsın
bu şehrin kuşları
onlar her yerde, her zaman.
kuş olmak isteriz ya hep, masal
bu şehirde kuş olmak istemezsiniz
olsa olsa bir enstrüman 
ısıtmak istersiniz çünkü yolda yürüyenleri
tanıdık biriyse eğer yoldaki, selam çalarsınız gözlerine
bir dostsa eğer, kucak çalarsınız bedenine
aşık olduğun kişiyse eğer, ellerinizi çalarsınız ellerine 
eğer tanıdık değilse o kişi, ona dualarınızı çalarsınız


bu şehirden ayrılana kadar üşümeye devam
ama seviyorum soğuktan arta kalan zamanı
sırf bunun için üşüyorum