17 Aralık 2014 Çarşamba

Giz

Susma
Gizlilik öldürür her şeyi
tedirgin sevmek, kaybetmektir zamanla gerçeği
avuçlarından kayarken izlemek
bir çocuğun doğumunun ölümle sonuçlanması gibi.

10 Aralık 2014 Çarşamba

Yalın


Ne istediğimi bilmiyorum senden
aslında çok şey istiyorum dünyadan
ama senden ne istediğime bir türlü karar veremiyorum
en çok ne güzel sende, neyini seviyorsun
ya da dur ben söyleyeyim, yalnızlığını
ve ben galiba senden yalnızlığını istiyorum
en çok beni sev
ve birlikte yalnızlaşalım

3 Aralık 2014 Çarşamba

Eksik

Fısılda
öyle kuru kuru söylenmez bu sözler
ruhunu yaklaştır, görünür kıl
belki de bunlar son saatler.
zaman kısalıyor
ve bunu kesen bir makas değil
eksiliyorsun kulaklarımdan
boğazındaki halatın verdiği es buna delil
Gitme
sis oluşmaz bir yaz gününde
uzaklaşıyorsun
akbabalar dolanıyor şimdiden yüzünde
artık bağırsan da duyamam
sakın yazma
bir kış günü üşüdüğünde.

28 Kasım 2014 Cuma

Hiç

hiçbir şeyim yok, iyiyim
hiçbir şeyim yok, kötüyüm

bu cesaret meselesi değil, cesurum
ama kendimden vazgeçeli uzun zaman oldu
eğer bir gün dönersem kendime
tekrar vazgeçeceğimi biliyorum
işte cesur olmadığım bölüm burada başlıyor
sevmekten değil yıkmaktan korkuyorum

hiçbir şeyim yok, kötüyüm
hiçbir şeyim yok, kötüyüm
hiçbir şeyim yok, kötüyüm
hiçbir şeyim yok, ölüyorum

"doğru" beni öldürüyor
"ödev" beni öldürüyor
"sena" beni öldürüyor
bitiyorum, hiçleşiyorum
hiçbir şeyim yok işte
ondan bahsediyorum.

25 Kasım 2014 Salı

Kalabalık


En kalabalık olduğu saatte cadde

Her yer insan gölgesi
Ne bir ayak izi kalmış üzerine basılmadık
Ne de bestelenmemiş bir ezgi
Kaç göz dokunmuş birbirine
Ya merak ya rastlantı
Ben ayaklarımı izliyorum
İçim seninle kalabalıktı 

21 Kasım 2014 Cuma

Ayna



suda görmekle aynı değil aynada görmek kendini

aynalar yalancıdır, sular ise gerçekçi
sadece ihtirasını görürsün aynada
sular kimsenin sende göremediğini gösterir sana
konuşur seninle, ölmeye ikna olursun
"BU YANSIYAN BEN MİYİM" dersin kendine
ilk çağın insanı gibi inkarın eşiğinde
"HAYIR, BU BEN OLAMAM, BU BÜYÜ"
tanıştığına memnun olmak üzeresin
biraz daha bak yansıyan benliğine.

16 Kasım 2014 Pazar

Gökkuşağı


karanlık çağlıyor yağmur
karışıyor tüm renkler geceye
pencereleri yumrukluyor maskesi düşenler
paylarına düşen insanlık mabedinde
sokak duvarlarını fethediyor şairler
henüz okunmadan, işitilmeden
yıkıyor makineler
gökkuşağı düşüyor yarılıp ellerinden
renksizlikten ölüyor tüm şiir severler

25 Eylül 2014 Perşembe

Katil

bir katil tanıyorum
benzinci duvarına kanla kazımış numarasını
şöyle yazmış altına:

"belki tam da arkandayım
sidik kokularının arasında
büyülenmiş kartvizitime bakarken sen
bıçağım tam da boğazında
üzerinde başkasının kanıyla"

iyi bir katil tanıyorum
ölmem gerekmedi anlamam için
kaçarken hissettim gırtlağımdaki ağırlığını
birkaç gün toprak üzerimde gezdim.

13 Ağustos 2014 Çarşamba

İyi, Kötü ve Çıplak

Dans ediyor, dalgalanıyor ruhu
o egzotikliği kavrıyorum avuçlarımla
içime doluyor kokusu
ve güneşte kararan bedenin
parlıyor iliklerimde bir kış uykusu

soğuk yüzün duvarda bir gece
gölgesi düşmüş kirpiklerinin çerçeveye
ağaçların dili çözülmüş
sesini ayıklıyorum, yaprak seslerinde

şiddetleniyor fırtına, toz kaldırıyor yağmur
gidemezsin, izlediğim en güzel filmsin
seçemiyorum şemsiye kalabalığında
işte bu mevsimden nefret etme sebebim
ne zaman yağacağı belli olmuyor güzelin



23 Haziran 2014 Pazartesi

KÖLE

Zincir takılı boynuma
İpler kızakları çeken köpeklerde
Sürükleniyorum karada
Kafesten ibaretim

Oldum şimdi okyanusta bir çapa
Bir gemi üzerinde
Denizci düğümüyle
Adadan ibaretim

Yollar çok yabancı  
Bu zincirler kadar
Korkarım eve çıkmayacak
Uzaktan ibaretim

Kambur sırtım, lisanım kayıp
Belimde bir ip, sahibim zayıf
Bir kese var elinde, yüzünde pis sırıtış
Avuçtan ibaretim


7 Haziran 2014 Cumartesi

5 TL


yitirildim
boşuna arama ceplerini
ya da geri dönüp bakma yollara
artık senin değilim.


7 Mayıs 2014 Çarşamba

Bir Şizofrenin Güncesi




Adımların iz bırakıyor.
Üzgünüm, yine de seni kaybedeceğim.

Bulutların altından yürüyeceğim hep,

gölgemi görmek istemeyeceksin kaldırımda
ya da ayak sesimi duymak, bir gece karanlığında.

Bir sokak şarkıcısına tuttuğum alkış bile rahatsız edecek seni

Kulaklarını kapatacaksın sıkıca
Arkana bakmadan, silineceksin kalabalıktan.

Ellerini birer silah yapıp, aynada vuracaksın kendini

Öldürene kadar beni, sürdüreceksin bu eylemi
Başın derde girecek, aynandan çıkacak biri
Elindeki tebeşir mi?

2 Nisan 2014 Çarşamba

Kelebek


Kelebeği sorguluyorlar:
-nasılsa öleceksin konuş!

Kelebek demiş:
Cehalet şerbeti mi bu içtiğin?
Fikirlerinde boğulacaksın.

Saatlerini yıkayın, tarihi bulandırsın
Evlerin kulaklarını kesin usturalarıyla
Cephane gözleri, üstlerine yıkılsın. 
Sigaralarını söndürün bacaların
İzmaritleri şımarsın.
Sislerinde boğulsunlar, kaybolsunlar.
Kendilerinde uyansınlar.

Ve kelebek ölmüş, kötülük hüküm sürmüş
Krallar savaş çığlıklarına soyunmuş
Dünyayı siyahlar, silahlar bürümüş
Artık kelebekler hürmüş.

19 Mart 2014 Çarşamba

İstanbul



Şehirlerim tükeniyor
Kaldırımları sökülüyor iliklerimin
Boğaz köprüsü gibi sallanıyorum
Beyoğlu yangını gibiyim, yanmadan iyileşemiyorum.

Dünyadan çalıyorum, eksiliyor kıtalarım
Mevsimler çıldırıyor.
Feribot seferleri iptal, sislerin yaklaşıyor.
Suya düşmekten değil de senden çekiniyorum.

Yağan her yağmur asitliymiş gibi tedirginim
ve şemsiyeleri deliyor fikirlerim
Ufkun karanlığa meyilli İstanbul
Gardım gazabım oluyor karşında
Ruhum Timur.