24 Aralık 2015 Perşembe

Olgu

göğsümün altında yatan ceset
ölüm arzusuna daldırdığım kova
kopan halatlar, kırılan taslar
kuyuda kalan hazlar
düşüm kuru
çocukluğum infaz mağduru
Maslow'un haberi yok ama
ölmek de bir ihtiyaç doğrusu

15 Aralık 2015 Salı

.....

seni öldürmekle tehdit ediyorlar
beni yaşamakla




31 Ekim 2015 Cumartesi

Beni Anlamak

buraya ne yazsam anlamsız kalacak
alt alta sıralı cümlelerden ibaret olduğum fikri, kanıksama
manayı kaybettim
yine şu saatlerde, uyumak yerine kendimden nefret etmeyi tercih ettim
kötü bir insan olduğum hissi
kötü.. insan..
hangisinde daha çaresiz olduğumu yarıştıramayacağım kadar acı veren koşular
sorsan söyleyemem, bilmediğimden
nereye koştuğum meçhul 
yarı yolda koşanın yüzü tanınmaz halde
kimim ben?
güvenli bölgeye neden ulaşamıyorum?
istediğim tek şey bu
hiçbir yerde bulamadığım, bazen annemde rastladığım..
delirmekten hiç korkmadım
ama kaybolmaktan çok korktum
kayıp olan olmaktan
nerede olduğu belli olmayan olmaktan
hem de gözlerinizin önünde, gözlerinizin içine baka baka
gördüğünüz şeyin orada olmadığını size nasıl söylerim?
bazen çenemi kaybediyorum
bazen ellerimi
bazen benden geriye bir şey kalmıyor, yitiyorum.
insan en çok kendini özlediğinde acı çekiyor
nerede olduğunu sorabileceği tek kişinin kendi olmasından canı yanıyor
cesedini tanıyıp tanımadığını anlamak için kendine bakmaktan, bulmaktan.. 

16 Eylül 2015 Çarşamba

Acz

gecenin boyunduruğunda
düşünemiyorum başka şey
karanlık senin rengin
ve sen karıştığında geceye
korkarım her yerdesin

anı değil aklımda olan

zamanda yaşanmamış bir an
hiç olmadığın bir yerde
seni yanımda var etmek
yaratmak bana mahsus değil belki ama 
sevmek aczindeyim
aczim korkunç aczim




21 Ağustos 2015 Cuma

Tika

Yeni yobazlıklara açık bir cehaletin mahsulü bu son toprak parçası
Menşei kan, fikri viran
Tohumlar gögün aksine 
Çıkarlar teba üstüne
Kök hünkar, halk figan 


14 Ağustos 2015 Cuma

Maktul

vakit geç
suikaste kurban yıldızlar
karanlık odanın çerçevesinden
ikna olamıyoruz gökyüzüne
Edison'a küfrediyoruz
bulsak bir kaşık suda boğacağız
bulmak mı, hayır!
gökyüzünün kayıp çocuklarına ağlayacağız.

3 Ağustos 2015 Pazartesi

08.01

Bütününü ifade ederken bir ruhun
ayak altı bir haşereye dönüyorum.
Her şeyi değersizleştiren mavi geçerken sağımdan
ensemde bir ürperti
solum sapaklarında elçi.
Bu hakimiyet, omuzlarım hissiz
kopan kertenkele kuyruğu
onsuz nasıl yaşarım, bensiz nasıl yaşıyor?

Kötü bir silgiyle silindiyse hala okunabiliyor
bu
Yalnızlığın ganimet kokusu
üzülür müyüz korkusu
üzülürüz mavi, korkuyorum. 

1 Ağustos 2015 Cumartesi

....


Bir cinayet üstlenmek istiyorum
Para lazım
Sonra bir karavan
Kırmızı bültenle aranayım
Gaziosmanpaşa'dan Bosna'ya
Oradan Afrika'ya
Ölmeye

15 Temmuz 2015 Çarşamba

Sınır

Bölündüm, parçalandım
Bir hudut serildi
Yer ayaklarımın altından çekildi
Dikenli tellerden kıta sahanlığı.


Benim olan, benim dediğim
Duvarda gölge, gizemli perde.

Rüzgarın ana vatanı teller ötesi
Yüzüme vuran, dikenleri aşan savaş gazisi
Sorsan sadece haritada bir çizgi
Cıvıl renklere boyanmış karanlık hükümranlık cephesi

28 Haziran 2015 Pazar

...

Gözlerinde siyah bir ada, evim.
Ben hiç öyle okyanus görmedim.

8 Mayıs 2015 Cuma

Dehliz

Kırıntıların Tanrısı mevsiminde
Güçlükle nefes alıyorum
Nefes, dikenli bir tel.

Son yaprak düştüğünde
Sana bir yalan daha söyleyeceğim.
Çıplak ağaç kovuğundaki yaralardan,
yamalardan kurulu bir dehlizde,
karanlık bir yol gideceğim.


..

Sessizlik, yitirdiğim metanet
Kefene sarılı kelimelerden kurduğum bu esaret
Karanlık manaların ininde kış uykusu
Bir dil uyanır ben uyanamam korkusu

1 Mart 2015 Pazar

???

Cevabını duymaktan korktuğun sorularda saklıyım
Hece hece
Ama asla bir kelime değil
Kullanılmayan bir dilin son müridi
Bu yalnızlık değil
Bu kimsesizlik

9 Şubat 2015 Pazartesi

İki

İki ceset vuruyor karaya
Tanınmayacak halde
Bir ben tanıyorum
Bir de sen
Katili biliyoruz
Ve cinayet saatini
Bir ben susuyorum
Bir de sen
Dudakları mosmor
Bu cinayet aleti
Bir ben öpüyorum
Bir de sen
Tanrı görüyor bizi
Gözlerimiz kapalı
Bir ben ölüyorum
Bir de sen

5 Şubat 2015 Perşembe

Kısa I

Saçları uzuyordu, ben kesiyordum.
Daha öpemeden boynundan uzamamalıydılar. 


4 Şubat 2015 Çarşamba

Liman

I

Denizi olmayan şehrin amaçsız limanı

meyhaneye beş dakika
pencerene bir bakış
adımlarım ayaklarımdan değil
kemandan kara sularım

"meyhane enstrümanı keman değil insandır

 bardaklardan oluşmuştur dev orkestrası"


II


Denizi olmayan şehrin amaçsız limanıyım

fırtına yakın, senden yakın
içiyorum seni, ne tenha tadın
ve pencerene bir bakış daha
bana ait olmayan her parçan atlasımda.
batıyorum, batıyoruz. 
elini bırakmıyorum, ellerin.. 
kendi parçalarımdan kurtuluyorum, kurtuluyorsun
ben senden kurtulamıyorum

"parçalar kıtalara ait değil

 kendimden biliyorum"


III


Pencerene bir daha bakamam

gölgenden korkuyorum

"kalbim var benim"





19 Ocak 2015 Pazartesi

Kordon

Bana kuşlardan bahsetme
Çaydan, sigaradan
Hiç önemi yok.
Penceremden bakarken manzarasız duvara
İçim de aynı grilik ve siyahlıkta
Bir eve ait değil bu pencere
Tam ortamda, kordon bağımda
Kafamı uzatsam vurulurum
Enfes bir çığlık kulaklarımda

"Ne öldürmüş olsun isterdin beni?
 Bir bıçak? Bir silah?
 Hangisi daha mutlu kılardı seni?
 Bir söz? Bir fotoğraf? "

Ölüm her zaman ilgi çekici
Nasıl doğacağımdan bahsedelim
Ya da boşver
pencereyi daha fazla eskitmeyelim

22 yıldır doğumum bekleniyor
Dünya karnında ölmeliyim.

9 Ocak 2015 Cuma

Hasat Zamanı


Işığı kapat, çalmasın geceden
Arındır içindeki gündüzü
Tik tak tik tak
Bırak korkutsun gürültüsü

Kötü bir rüyadan sıyrılırcasına aç gözlerini
Yerçekimi yokmuş gibi
Çatlaklarından göreyim seni
Boğazına bir öpücük kondurayım
Kısa soğuk saçlarından uzun düşlere
Elimdeki haritanmışçasına
Uzanayım bedenindeki saklı ruhuna

Bu yüzden ışığı kapat
Hiç kimsenin göremediğini görmek için
Karanlıkta parlayan bir istasyon durağı.
Kayıp ruhlar için hasat zamanı.